23 Eylül 2009 Çarşamba

Hacet Duası

1-

Okunuşu:


Allâhumme ileyke eş’kû dâ’fe kuvvetiy ve kîllete hiletiy ve hevâniy alennâs; Yâ Erhamerrahimiyn, ente Rabbül müstad’âfiyn; ente erhamu biy min entekileniy ilâ aduvvin bağiydin yetecehhemuniy, ev ilâ sadıykın karîbin mellektehu emrî. İn lem tekûn gadbane aleyye, felâ ubâliy, gayre enne âfiyeteke ev seûliy. Euzü binûri vechikellezi eşrekat lehu zulûmatu ve salâha aleyhi emriddünya vel âhıreti en yenzile bi gadabüke ev yehılle aleyye sehatük; ve lekel utba hatta terda ve lâ havle velâ kuvvete illâ bike.


Anlamı

“Allâhım, kuvvetimin yetersiz kaldığını, çaresiz olduğumu, halk nazarında hor hakîr hale düştüğümü görüyorsun. Ya erhamer rahimiyn, zayıf görülüp ezilenlerin Rabbi sensin. Kötü huylu ve kötü tavırlı yabancı düşmanın eline beni terketmiyecek, hatta himayemi ellerine verdiğin akrabadan bir dosta bile beni bırakmayacak kadar Rahimsin.


Allah’ım, bana karşı gazablı değilsen; çektiğim eziyet ve belâlara hiç aldırış etmem. Ancak şu da var ki, koruma sahan bunları da çektirmeyecek kadar geniştir. Allâh’ım, gazabına maruz kalmaktan, yahud rızasızlığından, senin bütün zulmeti parıl parıl aydınlatan, dünya ve âhıret hallerinin yegâne selâmete çıkartıcısı olan NUR’u Vechine sığınırım. Allâh’ım rızan olasıya senden affını diliyorum. Havl ve kuvvet ancak seninledir.”

Bilgi:

Efendimiz Rasûlullah salla’llâhu aleyhi ve sellem, görev alışının ilk zamanlarında, gerçeği tebliğ etmek üzere Taif şehrine gitmişti.

Taif halkına elinden geldiğince gerçekleri göstermek için gayret sarfetti. Ama onlardan aldığı cevap sadece hakaret oldu. Hatta bu kadarla da kalmayıp çoluk çocuk onu şehirden kovup, taş yağmuruna tuttular. Atılan taşlardan mübarek ayakları kan - ter içinde kalmıştı.

Nihayet akrabalarından birinin bağına ulaşarak, bu son derece insafsız saldırıdan kurtulabildiler. Ama çok da gücüne gitmişti bu davranışları.

O hiç bir karşılık beklemeden, sadece gerçeği tebliğ etmek üzere onların ayaklarına gidiyor, aldığı cevap ise hakaret ve taşlanmak oluyordu!. Gayrı ihtiyari gözünden yaşlar dökülerek yukarıda verdiğimiz DUA’yı yaptı.

İşte o zaman, Allâh’ın emri ile dağlara vazifeli melek huzuru Resûle gelerek, vazifeli olduğunu ve şayed isterse, iki dağı birleştirerek Taif halkını helâk edebileceğini söyledi.

Oysa Hazreti Resûl intikam peşinde bir kişilik sahibi değildi!..

-Umarım Allah onların neslinden İslâm’a hizmet verecek imanlı bir topluluk getirir.’ diye duâda bulundu. Ve Mekke’ye döndü.Cenâb-ı Hak, O’nun bu duâsını kabul etmişti. Bir süre sonra, Taifte iman nurları yayıldı ve Taif müslüman oldu!..

Büyük belâya, haksızlığa, derde, azaba düşenlerin okumasını hararetle tavsiye edeceğimiz bir duâdır bu. Gece kılınan namazdan sonra, mümkünse secdede; veya beş vakit namazın farzlarının arkasından devam edilirse bu duâya, kısa zamanda selâmete erilir inşâallah.

2 -

Okunuşu:

Allâhumme inniy euzü birızake min sehatike ve bimuafatike min ukubetike ve euzü bike minke. Lâ uhsiy senâen aleyke ente kemâ esneyte alâ nefsik.

Anlamı:

“Hoşnutsuzluğundan rızana; cezalandırmandan bağışlamana; SENDEN SANA Sığınırım!. Senin kendine olan senân gibi senâ etmekten aczimi itiraf ederim.”


Bilgi:

Mevcût kaynaklardan Rasûlullah salla’llâhu aleyhi ve sellem efendimiz’in bu duâyı, gece namazında, secdede yaptığını öğreniyoruz.

Bu harika bir duâdır.

Hele son iki bölüm tasavvufun hakikat ve marifeti billah mertebelerine işaret etmektedir, ehli için değerlendirilmesi zorunlu olan bir husustur. Ehli için uyarıyorum; bu hususlara çok dikkat ederek, Efendimiz aleyhi’s-selâm’ın bize öğretmek istediğini iyi anlamalıyız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder